Yazılımcılar için Neden WordPress

Bugün bir projede kullanmak için CMS önerisi istenmişti. Hazırladığım cevabı biraz daha geliştirip blogda da yayınlayım dedim.

İşten anlayan arkadaşlar “şıp” diye anlamışlardır zaten, şu an içinde bulunduğumuz websitesi de WordPress kullanıyor. Teknik olarak da bir sitenin WordPress olduğunu anlayabilmek için birkaç karakteristik özelliğine bakmak yetiyor. Tabi doğru bir analiz için hem yazılımcı, hem tasarımcı hem de site sahibi tarafından bakmak en doğrusu olacaktır.

Bugünkü yazımda yazılımcılar açısından konuyu değerlendiriyorum. Önümüzdeki günlerde diğer bakış açılarından da bakarak WordPress’i masaya yatıracağız.

Yazılımcılar için Neden WordPress?

WordPress’in en önemli avantajlarından biri sürekli bir geliştirme sürecinin olması.

Güncellemeler: Nasıl kullandığımız tarayıcı sürekli olarak güncellemeler çıkarıyor ve bizden bunu kurmamız talep ediliyorsa (pek tabii ki Firefox, Chrome, Opera ve Safari’den bahsediyoruz) aynı şekilde WordPress de yeni güncellemesi olduğunu ve bunu kurmamız gerektiğini yönetim paneli içerisinden bildiriyor. Her yazılımda olabileceği gibi güvenlik açıkları varsa bunu hızlıca kapatabiliyor, yeni teknolojilere adaptasyonu ise hızlandırıyor.

Yazılımcı Dostu: WordPress ilk bakışta bir blog sistemi olarak gözükse de tüm olmazsa olmazları içinde barındıran bir CMS yani içerik yönetim sistemi. İrili ufaklı birçok web projesi için kullanılabiliyor. Üstelik yazılım tekniği olarak en üst seviyeye çıkmış bir yazılım. Resmi sloganını hakedecek bir altyapısı bulunuyor.

Code is Poetry – Kod Şiirdir

WordPress’in çalışma mekanizması, yazdığımız herhangi bir eklenti yazılım herhangi bir işlemi yaptığı ana müdahele edebiliyor. Örnekle açıklarsak, WordPress’e bir yazı eklediğinizde bunu twitter’ıma da otomatik olarak gönder gibi bir işlevi WordPress’e atayabiliyorsunuz.

Zamandan Kazanç: WordPress özelliklerine sahip bir CMS hazırlamak için gereken süreyi gelin hemen hesaplayalım. Günde 500 satır temiz, hatasız kod yazdığımızı düşünelim. WordPress’in 100.000 satır koda sahip olduğunu düşünürsek, WordPress’i baştan yazmak için gerekecek süre: 200 gün eder. Tabi bu 500 satır kodu yazmadan önce yazılımın fikir ve algoritma olarak hazır olması gerektiğini düşünelim. Yazılım için gereken sürenin birkaç misli de bu hazırlık sürecine gidecektir. Ortaya çıkacak sistem de WordPress’e ne kadar rekabet eder orası da meçhul. WordPress’in 2003’ten beri geliştirildiğini ve aktif olarak 10-15 civarı yazılımcının projede çalıştığını unutmayalım. Ayrıca WordPress’in eklentileri , topluluğu gibi avantajlardan da uzak kalacaksınız.

Tabi bu arada bütün internet standartlarını eksiksiz olarak anlatabilecek düzeyde bilginiz olduğunu ve sistemi de tüm bu standartları gözeterek hazırladığınızı de dikkate alıyoruz.

Eklentiler: WordPress, geniş bir yazılımcı kitlesine hitap ettiğinden dolayı pek çok yazılımcı her gün onlarca yeni eklentiyi WordPress’e sunuyor. Bu eklentileri kurmak ve kaldırmak ise çok kolay. WordPress paneli içinden arama, kurma, iptal etme, ve eklentiyi kaldırma gibi temel işlemler yapılabiliyor. Çoğu eklentiyi kurmadan önce detaylı olarak ne yaptığını öğrenip, ekranda ne gibi değişiklikler yaptığını görsel olarak görebiliyor, diğer WordPress kullanıcılarının verdiği oy ve yorumları görebiliyorsunuz.

Geliştirmeye Açık: Her zaman her istediğimizi WordPress eklentileri ile karşılayamıyoruz pek tabii ki. Ancak PHP’ye şöyle böyle hakim ve WordPress dökümanlarını biraz karıştırmış biriyseniz, kendi istediğiniz işlemi yapan eklentiyi geliştirmeniz mümkün. Bu noktada WordPress altyapısı gereği yapılamayacak işlem yok gibi. Olur da WordPress’in -henüz- yapamadığı bir işlem varsa, WordPress geliştiricileri sizi dinlemeyi bekliyor.

Tekrar Kullanılabilirlik: Yazılan eklentileri ve tasarımları pek çok farklı projede kullanabilirsiniz. Böylece her site için panel yazmanıza gerek kalmaz, üyelik ve aktivasyon için bir sistem geliştirmeniz gerekmez.

Evrensel: Çoğu proje ile geliştiricisi arasında bir bağ vardır. A firmasının geliştirdiği bir sistemi B firması devralmak istemez, genellikle ya B firması –  haklı ya da haksız olsun farketmez – sistemi olduğu gibi değiştirir. Netice olarak da müşteriye bir maliyet çıkar. Ya da müşteri A firmasıyla çalışmak için her imkanı kullanır.

WordPress’te bu sorun eklenti düzeyine indirgendiği için böyle bir değişiklik olacaksa bile eklentiler düzeyinde yapılabilir.

Ayrıca ileride yeni bir sisteme geçmek için özel bir neden ortaya çıkarsa, örneğin WordPress bir şekilde dağılır, bunun yerine yeni bir sistem öne çıkarsa mutlaka birileri WordPress’ten o yeni sisteme geçiş için bir yazılım hazırlayacaktır. Kaldı ki nasıl Facebook, Google kendi alanlarında bir dev haline gelmişse, CMS alanında da WordPress önemli bir noktaya gelmiştir.

Sonuç

Özetle WordPress yazılımcılar açısından pek çok kazanımı olmakla beraber en öne çıkanı zaman kazandırması. Daha önce başka birisinin geliştirdiği bir kod parçasını alıp kendinize uyarlayabiliyorsunuz. Bir kez geliştirdiğiniz eklentiyi pek çok projede kullanabiliyorsunuz.

Elinizde çok geniş bir yapılabilecekler listesi oluyor. Tasarımdan anlamasanız bile hazır tasarımlardan birini seçip üzerinde geliştirme yapabiliyorsunuz.

Gerektiğinde çok büyük değişiklikler yapmadan yeni bir tasarıma geçiş yapabiliyorsunuz.

Kesin kurallara bağlı bir sistem olduğu için başka birinin geliştirdiği bir WordPress sitesini devraldığınızda nereden başlayacağınızı bilebiliyorsunuz.

Ayrıca PHP geliştiriciliğinden öte bir noktada WordPress geliştiricisi arayan pek çok firma ya da pek çok web projesi bulunuyor.


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler: