09.03.2005- Zaman Sporvizyon – İstatistik bizim için çocuk oyuncağı!
Bugüne kadar, CM (Championship Manager) ya da yeni adıyla FM (Football Manager) oyunu oynadınız mı?Bu hafta, FM’in Türkiye direktörleri olan ve ülkemize ait istatistikleri toplayan Tolga Kaprol ve Türker Tozar ile tanışıp konuşalım istedik. Söyleşi sonunda kurulabilecek tek bir cümle vardı: “Bu kadarına da pes doğrusu!”
Bir çılgınlık haline gelen FM’in Türkiye direktörlerisiniz. Bu işe nasıl girdiniz?
Türker: 2000 senesinde şirket yetkililerine mail atarak kendim göreve talip olmuştum. Samsunspor örnek araştırmasını yaptıktan sonra, şirket temsilci olarak beni seçti. Daha sonra Mustafa ve Tolga ile tanıştık. İş giderek büyüdü. Şu anda da 65 aktif araştırmacımız var.
Nasıl biraraya geliyorsunuz?
Türker: İnternet üzerinden… Yüz yüze görüşmelerimiz düzenli olmuyor.
Bu 65 kişinin Türkiye dağılımı nasıl?
Türker: Dengesiz. En çok ilgi Ege Bölgesi’nden. Özellikle İzmir’e bakıyorsunuz, yüzde 95’i Karşıyaka’yı araştırmak istiyor. Ben, bize başvuran insanların hangi ilde hangi semtte oturduğunu öğreniyorum. Fatih’te oturan insandan Karagümrük’ü araştırmasını istiyorum. Genellikle, üç büyükleri araştırmak istiyorlar, o noktalar da dolu. Güneydoğu’dan bile araştırmamıza katılanlar var; ama Karadeniz’den hiç yok. Oysa ki Trabzon bir futbol şehridir; ama oradan araştırma için henüz talep gelmedi.
Trabzon’u nasıl araştırıyorsunuz?
Türker: Çeşitli tanıdıklarımdan, kulüp içinden bilgi alarak ve istatistikleri takip ederek… Sonuçta bizim bir çizelgemiz var. Bu çizelgede tüm dünyadaki takımların hangi current ability (var olan yetenek katsayısı) değerleri alabileceği belli. Dolayısıyla bir oyuncuya bir değer verirken, oyuncunun nereye yerleşeceğini siz belirliyorsunuz. İyi bir Süper Lig oyuncusu 125 current ability alırken onun potansiyeli 150-160’tır.
CM’i ya da FM’i diğer oyunlardan farklı kılan nedir?
Türker: Benim için gerçekçilik. Daha önce hiçbir oyun bu kadar gerçekçiliğe ulaşamadı. Bunun nedeni de her takımın bir asistanı var. İkincisi de oyunun gittikçe ilerleyen bir detay silsilesi haline gelmesi. İlk çıktığında antrenman programları bu kadar ayrıntılı değildi, medya aktivitesi neredeyse hiç yoktu. Oyuncuların psikolojik yönleri, rakip teknik direktörün oyuncularınızın motivasyonunu bozmak için yaptığı açıklamalar gibi şeylerin hiçbiri yoktu. Giderek, kendinizi hayali bir futbol dünyası içinde bulduğunuz bir oyun haline geldi.
Ali Osman Renklibay bizi kovdu
CM’in ilk sürümü ne zaman çıktı?
Türker: 1992’de sadece İngiltere’de piyasaya sürüldü.
Tolga: Türkiye’ye gelişi bu yıl oluyor. Daha önceki dağıtıcı firma buraya getirmiyordu.
O halde herkes kopya cd oynuyordu…
Tolga: Evet, doğru. Tek orijinal cd’ler bizde olanlardı.
Türkiye’deki takım ve futbolcuların istatistiklerini değerlendirirken kriterleriniz neler?
Türker: Süper Lig takımlarını oturttuğunuz zaman arkası geliyor. Süper Lig’in biraz aşağısında 2. Lig A, ondan sonra da tam bir kopuş oluyor. 2. Lig B’nin seviyesi gerçekten çok düşük. Mesela, geçen yıl Sarıyer şampiyon oldu. Sarıyer’in maçlarını çok sıkı takip ettim. Biliyorum ki A Kategorisi’ne yükselen Sarıyer, orada bir şey yapamayacaktı. Sarıyer şimdi küme düşmeme mücadelesi veriyor. Oyunu izleyince, nasıl notlayacağınızı biliyorsunuz. Oyuncuların farklı özelliklerini görüyorsunuz.
Simülasyondan gerçeğe doğru bir kayış var. Siz, o gerçeğin içine dalıp katılımlı gözlem yapıyorsunuz. Futbol takımlarının size bakış açısı nasıl?
Türker: İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin idmanını izlemeye gitmiştim. O zaman, Ali Osman Renklibay takımın başındaydı. Bakırköy ile antrenman maçı yapıyorlardı. Ben de oyuncuları notluyordum. Daha sonra hocadan bilgi almaya gittim. Üniversite öğrencisi olduğumu ve not tuttuğumu söyleyip yardım istediğimi ilettim. “Ne gibi bilgiler?” diye sordu. O zaman Azad diye bir oyuncu vardı. Ben, onunla ilgili detayları verince, hocada bir anda şafak attı tabii: “Siz bunu nereden biliyorsunuz? Sizi hangi takım gönderdi? Siz simsar mınız? Güldürmeyin beni! Ne öğrencisi… Vermiyorum bilgi milgi!” deyip beni kovmaktan beter etti. O yüzden, gerçek kimliğinizi açıklayamıyorsunuz. Gazetelerden bu işi yaptığımız öğrenilince, 2. Lig B seviyesindeki belli kulüpler “Bizim istatistiklerimizi tutar mısınız?” şeklinde isteklerde bulunmaya başladı.
Tolga: Bir arkadaşımız Süper Lig’de bir takımın istatistiklerini bile tuttu.
Türkiye’de CM oynayan kaç kişi var?
Tolga: Türkiye’de beş milyon internet kullanıcısı olduğunu düşünürseniz, en azından 50 bin kişi.
Ersun Yanal bile FM oynuyor
Kulağımıza bu oyunu oynayan çok sayıda ünlü kişinin olduğu geldi. Kimler bu ünlüler?
Tolga: En başta, Milli Takım’ın patronu Ersun Yanal. Onunla ilgili bir ara, Hakan Şükür’le oynadığı oyunu kaybetti, ondan oynatmıyor diye söylentiler de çıkmıştı (Kahkahalar). Futbolcular kamplarda eskiden langırt, bilardo oynarken; artık CM, FM oynuyor. İşin ilginç yanı, futbolculardan kendi istatistiklerini düşük gösterdiğimiz için bize küsenler bile var.
Türker: Bizden istatistiklerini tutmamızı isteyen kulüp yetkilileri, genellikle çocukları vasıtasıyla bizi tanımış oluyor. Mesela, Beşiktaşlı bir yöneticinin oğlunun Khlestov’u Beşiktaş’a getirdiği söylentileri, o dönem iyice ayyuka çıkmıştı. CM’de süper olup “Hem Türkiye’ye gelebilecek yaşta hem de kelepir gözüküyor, hadi bağlantı kuralım.” diye öyle bir tavsiye verdiğini biliyoruz.
CM’de yıllar önce Arjen Robben, Tuncay Şanlı ve Ronaldinho gibi futbolcuların yıldız olacaklarını görebilmiştiniz. Duvara tosladığınız oldu mu hiç?
Tolga: Saviola, Barcelona’da çok iyiydi. Sonradan fos çıktı. Türkiye’den de muhakkak çıkmıştır.
Türker: Bunlar, genelde Süper Lig takımlarının altyapısından çıkan, sonra beklenen atlamayı yapamayıp 2. Lig seviyesine inen oyuncular oluyor.
Oyun, sizi bağımlı hale getirerek ciddi bir zaman kaybı da yaşatıyor.
Tolga: Her şey insanda bitiyor.
Türker: Bunu bir oyun olarak düşünmeliler. Biz de müptelâsıydık. Oyun ilk geldiğinde, ben ortaokula yeni başlamıştım. Manchester United ile 20 sezon geçtim. Sinirimden, mouse kırdığımı biliyorum.
FM’de oynanan oyun ile Türkiye’de oynanan futbol arasındaki bağı nasıl kuruyorsunuz?
Türker: Zor soru, açıkçası bu.
Tolga: Real Zaragoza-F.Bahçe maçını düşünürsek, bir G.Saraylı olmama rağmen sinirden koltuğu yedim.
Bu maçın FM’deki sonucu ne olurdu?
Türker: En azından az farklı bir F.Bahçe galibiyeti çıkardı. Ya da çok gollü bir beraberlik…
Lig kalitesi oyunu nasıl etkiliyor?
Türker: Barcelona ve Real Madrid gibi kulüplerin oyuncularında current ability 150’den başlar. Bizim oyuncularımızda bu 120-130’dur. Bizimkilerin erişebileceği nokta, onların şu anda bulunduğu nokta olabilir ancak. Real Zaragoza, İspanya’nın orta seviye takımı durumunda. Biz, birinciliğe oynayan takımın oyuncularının değerini yüksek tutmak zorundayız. Böyle olunca, F.Bahçe’nin değerleri Zaragoza’dan üstte. Bunda yapabilecek bir şey yok. Lig kalitesi oyuna işlemiyor.